Spor

Acun Ilıcalı’nın Galatasaray Üzerine Dikkat Çeken Açıklaması

Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı, Galatasaray ve Jose Mourinho tartışmalarına dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Detaylar için tıklayın!Yoğun bir gündem içindeyiz. Futbol takımımız sezonun başında biraz zorlansa da şimdi gerçekten iyi bir yerdeyiz. Camia olarak bir araya geldik ve başarıya ulaşmak için kararlıyız. Çocukken tutkuyla sevdiğim, pek çok maçına katıldığım, hayalini kurduğum takımımın yöneticisi olmanın verdiği gurur tarif edilemez. Küçüklüğüm, Fenerbahçe ile dolup taşan anılarla süslü; her biri benim için çok kıymetli.

Yoğun bir gündem içindeyiz. Futbol takımımız sezonun başında biraz zorlansa da şimdi gerçekten iyi bir yerdeyiz. Camia olarak bir araya geldik ve başarıya ulaşmak için kararlıyız. Çocukken tutkuyla sevdiğim, pek çok maçına katıldığım, hayalini kurduğum takımımın yöneticisi olmanın verdiği gurur tarif edilemez. Küçüklüğüm, Fenerbahçe ile dolup taşan anılarla süslü; her biri benim için çok kıymetli.

"20 yılı aşkın süredir kendi işimde tek karar verici olarak çalıştım. Ancak burada, durum farklı. Şu an içinde bulunduğum yönetim, beni şaşırtan bir başarıya sahip. İlk zamanlarımda yaşadığım zorlukları hatırlıyorum; ama bu kadar iyi bir yönetimle karşılaşacağımı düşünmemiştim. Fenerbahçe'nin bu takımında yer almak, gerçekten bir onur."

“20 yılı aşkın süredir kendi işimde tek karar verici olarak çalıştım. Ancak burada, durum farklı. Şu an içinde bulunduğum yönetim, beni şaşırtan bir başarıya sahip. İlk zamanlarımda yaşadığım zorlukları hatırlıyorum; ama bu kadar iyi bir yönetimle karşılaşacağımı düşünmemiştim. Fenerbahçe’nin bu takımında yer almak, gerçekten bir onur.”

Rangers'la oynadığımız ilk maç, beklediğimiz gibi gitmedi. Şans yanımızda değildi; kaçırdığımız net fırsatlar aklımızda dolaşıyor. Bu skor, bizim için gerçekten sıkıntılı oldu. Ancak rövanş karşılaşmasında umutlarımı kaybetmedim; çünkü Rangers'dan daha güçlü bir takıma sahibiz. Mourinho’ya bir şey söyledim: "Erken gol atarsak her şey değişebilir." O da, "Erken gol atmamız bir sorun oluşturmaz," diye yanıtladı. Demek ki, kafasında başka bir strateji var. Bu maç için büyük bir beklenti içindeyim.

Rangers’la oynadığımız ilk maç, beklediğimiz gibi gitmedi. Şans yanımızda değildi; kaçırdığımız net fırsatlar aklımızda dolaşıyor. Bu skor, bizim için gerçekten sıkıntılı oldu. Ancak rövanş karşılaşmasında umutlarımı kaybetmedim; çünkü Rangers’dan daha güçlü bir takıma sahibiz. Mourinho’ya bir şey söyledim: “Erken gol atarsak her şey değişebilir.” O da, “Erken gol atmamız bir sorun oluşturmaz,” diye yanıtladı. Demek ki, kafasında başka bir strateji var. Bu maç için büyük bir beklenti içindeyim.

Avrupa'daki istikrarımız, bizim için gerçekten büyük bir öneme sahip. Zira, bu durum hem kulübümüzü hem de oyuncularımızı yakından etkiliyor. Şu an içinde bulunduğumuz noktaya gelmek, çaba ve azim gerektirdi. Mart ayı tekrar gündemde, bu da heyecan verici. Herkesin odak noktası perşembe maçı. Hep birlikte bu fırsatı değerlendirmeyi umuyoruz.

Avrupa’daki istikrarımız, bizim için gerçekten büyük bir öneme sahip. Zira, bu durum hem kulübümüzü hem de oyuncularımızı yakından etkiliyor. Şu an içinde bulunduğumuz noktaya gelmek, çaba ve azim gerektirdi. Mart ayı tekrar gündemde, bu da heyecan verici. Herkesin odak noktası perşembe maçı. Hep birlikte bu fırsatı değerlendirmeyi umuyoruz.

Mourinho'nun Türkiye'ye karşı duyduğu sevgi bence her geçen gün artıyor. Ülkemizi gerçekten benimsediği aşikar; keyfi yerinde, futbolseverlerle bir arada olmaktan mutluluk duyuyor. Galatasaray’la oynadığımız maçı izlediği biliniyor, bu da onun Türkiye futboluna ne kadar ilgili olduğunu gösteriyor. Djiku’nun kırmızı kart görmesini anlayamamış ve bu durum onu çok şaşırtmış. 

Görüşmemizde, Türk hakemleri hakkında düşündüklerimizi samimiyetle paylaştık ve o da, hakemlerin performanslarını sorgulayan düşüncelerimize katıldığını belirtti. Galiba, Türk futbolu konusundaki çalkantılı durum onu derinden etkilemiş gibi. Ülkemizdeki hakemlik sisteminin bazı eksiklikleri olduğu aşikar. Bunun yanında, Mourinho Türkiye’ye her geçen gün daha kolay adapte oluyor; sanırım buradaki futbol kültürünün de büyüsüne kapılmış durumda. Bu da Türk futboluna olan sevgisini daha da derinleştiriyor.

Mourinho’nun Türkiye’ye karşı duyduğu sevgi bence her geçen gün artıyor. Ülkemizi gerçekten benimsediği aşikar; keyfi yerinde, futbolseverlerle bir arada olmaktan mutluluk duyuyor. Galatasaray’la oynadığımız maçı izlediği biliniyor, bu da onun Türkiye futboluna ne kadar ilgili olduğunu gösteriyor. Djiku’nun kırmızı kart görmesini anlayamamış ve bu durum onu çok şaşırtmış.

Görüşmemizde, Türk hakemleri hakkında düşündüklerimizi samimiyetle paylaştık ve o da, hakemlerin performanslarını sorgulayan düşüncelerimize katıldığını belirtti. Galiba, Türk futbolu konusundaki çalkantılı durum onu derinden etkilemiş gibi. Ülkemizdeki hakemlik sisteminin bazı eksiklikleri olduğu aşikar. Bunun yanında, Mourinho Türkiye’ye her geçen gün daha kolay adapte oluyor; sanırım buradaki futbol kültürünün de büyüsüne kapılmış durumda. Bu da Türk futboluna olan sevgisini daha da derinleştiriyor.

"Devre arasında birkaç önemli transfer gerçekleştirdik. Talisca için tam 30 video konferans yaptım, neredeyse Arapça konuşmaya başlayacaktım! Transferin gecikmesi tam bir ay sürdü. Skriniar'la olan görüşmelerde ise Ali Koç'un etkisini sonuna kadar hissettim. O transfer, tamamen Ali Koç'un başarısıydı. Hız ve kararlılıkla, sadece 1.5-2 günde tüm süreci tamamlayabildik."

“Devre arasında birkaç önemli transfer gerçekleştirdik. Talisca için tam 30 video konferans yaptım, neredeyse Arapça konuşmaya başlayacaktım! Transferin gecikmesi tam bir ay sürdü. Skriniar’la olan görüşmelerde ise Ali Koç’un etkisini sonuna kadar hissettim. O transfer, tamamen Ali Koç’un başarısıydı. Hız ve kararlılıkla, sadece 1.5-2 günde tüm süreci tamamlayabildik.”

Diego Carlos transferi, gerçekten de hayati bir öneme sahip. Bunun yanı sıra, takım olarak başka gelişmeler de yaşadık. Maximin'i övdüm, ve ardından bir İtalyan kulübü ondan haber aldı. İçimde bir umut vardı; çünkü bu oyuncu Türkiye'de durmayı seçebilir miydi? Ancak Napoli, Osimhen’in eski kulübü olarak bizi sıkıştırmaya başladı. "Ciddi tekliflerimiz var, ne isterseniz yapalım," dediler. Gerçekten kayda değer bir rakam önerdiler.

Olası bir ayrılığa karşılık olarak Mimovic'i transfer etmeye karar verdik. Mario ve Okan, süreci benimle paylaştı. Bu durumu başkana ilettiğimde, o da projeye inandı ve sonuca gitmemiz gerektiğini gördü. Uçak bile yoldan döndürüldü bu transfer uğruna. Genç oyuncu, "Fenerbahçe mi!?" diye tepki verdi. Bu an gerçekten özel bir duygu yarattı. Başka bir yönelimi vardı ama Fenerbahçe’nin varlığı ona çekici geldi. Her şey yolunda ilerledi ve nihayetinde güzel transferler gerçekleştirdik.

Diego Carlos transferi, gerçekten de hayati bir öneme sahip. Bunun yanı sıra, takım olarak başka gelişmeler de yaşadık. Maximin’i övdüm, ve ardından bir İtalyan kulübü ondan haber aldı. İçimde bir umut vardı; çünkü bu oyuncu Türkiye’de durmayı seçebilir miydi? Ancak Napoli, Osimhen’in eski kulübü olarak bizi sıkıştırmaya başladı. “Ciddi tekliflerimiz var, ne isterseniz yapalım,” dediler. Gerçekten kayda değer bir rakam önerdiler.

Olası bir ayrılığa karşılık olarak Mimovic’i transfer etmeye karar verdik. Mario ve Okan, süreci benimle paylaştı. Bu durumu başkana ilettiğimde, o da projeye inandı ve sonuca gitmemiz gerektiğini gördü. Uçak bile yoldan döndürüldü bu transfer uğruna. Genç oyuncu, “Fenerbahçe mi!?” diye tepki verdi. Bu an gerçekten özel bir duygu yarattı. Başka bir yönelimi vardı ama Fenerbahçe’nin varlığı ona çekici geldi. Her şey yolunda ilerledi ve nihayetinde güzel transferler gerçekleştirdik.

Cenk Tosun hakkında teklifler olduğu kesin, ancak onun gideceğini iddia edemem. Gerçekten kaliteli bir futbolcu ve karakter olarak da son derece örnek bir insan. Cengiz Ünder’in Amerika’da büyük bir başarı elde edeceğine inanıyorum; bu durumda üzülerek kabul etmemiz gereken bazı gerçekler var. Cenk için de benzer bir durum söz konusu. Belki sezon sonuna kadar kiralık olarak başka bir takımda forma giyecek.

Yusuf Akçiçek hakkında görüştük. İngiltere Premier League'deki bir takımın sportif direktöründen gelen mesaj dikkat çekiciydi; Anderlecht maçının ardından, "Şu an 20 milyon oldu." demiş. Pound cinsinden bir rakamdan bahsettiği için, elbette bizim açısından anlamlı bir durum değil. Çünkü bu oyuncuyu satmayı düşünmüyoruz.

Yusuf Akçiçek hakkında görüştük. İngiltere Premier League’deki bir takımın sportif direktöründen gelen mesaj dikkat çekiciydi; Anderlecht maçının ardından, “Şu an 20 milyon oldu.” demiş. Pound cinsinden bir rakamdan bahsettiği için, elbette bizim açısından anlamlı bir durum değil. Çünkü bu oyuncuyu satmayı düşünmüyoruz.

Bu son gelişmeyi gerçekten anlayamadım. Mourinho, dış basına yaşadığı bir olayı anlatıyor, ancak neden bu kadar tutuklukla karşılaştı? Kimseye iftirada bulunduğunu düşünmüyorum, bu durum beni şaşırtıyor. Eğer Mourinho, derbi sonrası birisine kaba bir söz söylemiş olsaydı, elbetteki bunun bir karşılığı olabilirdi. Ancak Galatasaray cephesi, meseleyi bambaşka bir yöne taşıma peşinde. 

Barış Alper'in Sivas maçı sonrası yaşananları düşündüğümde ise içim burkuluyor. Galatasaraylı bir yorumcunun Rey Manaj için deport edilsin çağrısında bulunduğunu duydum. Ardından Yunus'un, Barış Alper için, belki uzun bir süre sahalardan uzak kalacak ifadesi kafamda soru işaretlerine yol açtı. Fakat bir hafta içinde Barış Alper'in yeniden sahalara dönmesi, her şeyin ne kadar öngörülemez olduğunu gözler önüne serdi. Futbol dünyası, böyle sürprizlerle dolu işte.

Bu son gelişmeyi gerçekten anlayamadım. Mourinho, dış basına yaşadığı bir olayı anlatıyor, ancak neden bu kadar tutuklukla karşılaştı? Kimseye iftirada bulunduğunu düşünmüyorum, bu durum beni şaşırtıyor. Eğer Mourinho, derbi sonrası birisine kaba bir söz söylemiş olsaydı, elbetteki bunun bir karşılığı olabilirdi. Ancak Galatasaray cephesi, meseleyi bambaşka bir yöne taşıma peşinde.

Barış Alper’in Sivas maçı sonrası yaşananları düşündüğümde ise içim burkuluyor. Galatasaraylı bir yorumcunun Rey Manaj için deport edilsin çağrısında bulunduğunu duydum. Ardından Yunus’un, Barış Alper için, belki uzun bir süre sahalardan uzak kalacak ifadesi kafamda soru işaretlerine yol açtı. Fakat bir hafta içinde Barış Alper’in yeniden sahalara dönmesi, her şeyin ne kadar öngörülemez olduğunu gözler önüne serdi. Futbol dünyası, böyle sürprizlerle dolu işte.

Mourinho'nun "maymun gibi zıplıyorlar" ifadesini kullanması, onun ırkçılık yaptığı anlamına gelmiyor; bu konuda bir yanlış anlama var gibi görünüyor. Bu adamı biraz incelemiş olsaydınız, kariyerine göz atmış olsanız, mesele çok daha net anlaşılacak. Örneğin, Türk hakeme sitem ettiği için ceza almış birisi. Peki, diğer hakemlere yönelik tehditler olduğunda neden bu tür olaylar raporlarına yansımıyor? Bu durum, adaletin nasıl işlendiğine dair bazı soru işaretleri doğuruyor.

Mourinho’nun “maymun gibi zıplıyorlar” ifadesini kullanması, onun ırkçılık yaptığı anlamına gelmiyor; bu konuda bir yanlış anlama var gibi görünüyor. Bu adamı biraz incelemiş olsaydınız, kariyerine göz atmış olsanız, mesele çok daha net anlaşılacak. Örneğin, Türk hakeme sitem ettiği için ceza almış birisi. Peki, diğer hakemlere yönelik tehditler olduğunda neden bu tür olaylar raporlarına yansımıyor? Bu durum, adaletin nasıl işlendiğine dair bazı soru işaretleri doğuruyor.

O gün, Avrupa'ya taşımayın uyarısında bulundum ama kimse umursamadı. Galatasaray yönetimiyle dalga geçenlerin sayısı bir hayli fazlaydı. Destek görebildin mi hiç? Tek bir kişinin bile çıkıp bu duruma sahip çıktığını gördün mü? Futbolcular, belki bir iki sözle destek verme çabasında bulundular ama gerçek bir duruş sergileyen olmadı. Mourinho, "siz Türkler" diye bir şey demiyor; o, futbolun genel sorunlarına dair eleştirilerde bulunuyor. Bunları yaparken, bizler de benzer yorumlar yapmıyor muyuz? Peki, buradan nasıl bir ırkçılık çıkabiliyor? Yabancı VAR sisteminin gelmesi, bize buradaki hakemlik sorunlarının boyutunu gösteriyor aslında. Herhangi bir şeyin üzerini kapamak, sorunu çözmez; aksine daha da derinleştirir.

O gün, Avrupa’ya taşımayın uyarısında bulundum ama kimse umursamadı. Galatasaray yönetimiyle dalga geçenlerin sayısı bir hayli fazlaydı. Destek görebildin mi hiç? Tek bir kişinin bile çıkıp bu duruma sahip çıktığını gördün mü? Futbolcular, belki bir iki sözle destek verme çabasında bulundular ama gerçek bir duruş sergileyen olmadı. Mourinho, “siz Türkler” diye bir şey demiyor; o, futbolun genel sorunlarına dair eleştirilerde bulunuyor. Bunları yaparken, bizler de benzer yorumlar yapmıyor muyuz? Peki, buradan nasıl bir ırkçılık çıkabiliyor? Yabancı VAR sisteminin gelmesi, bize buradaki hakemlik sorunlarının boyutunu gösteriyor aslında. Herhangi bir şeyin üzerini kapamak, sorunu çözmez; aksine daha da derinleştirir.

Fenerbahçe ile Rize arasında oynanan maçta dikkat çeken iki tartışmalı pozisyon var. Özellikle Ghezzal’ın kırmızı kart görmesi, onun kendi ifadesine göre küfür etmesinden kaynaklanıyor. Hakem hatası olduğu yönündeki iddialar ise 11 hakem yorumcusuna göre geçersiz. Galatasaray'ın yabancı hakem konusundaki talepleri ise benim için bir muamma. Beşiktaş ve Trabzonspor’un isteklerini anlıyorum, ama Galatasaray’ın ne aradığını çözemedim.

Fenerbahçe ile Rize arasında oynanan maçta dikkat çeken iki tartışmalı pozisyon var. Özellikle Ghezzal’ın kırmızı kart görmesi, onun kendi ifadesine göre küfür etmesinden kaynaklanıyor. Hakem hatası olduğu yönündeki iddialar ise 11 hakem yorumcusuna göre geçersiz. Galatasaray’ın yabancı hakem konusundaki talepleri ise benim için bir muamma. Beşiktaş ve Trabzonspor’un isteklerini anlıyorum, ama Galatasaray’ın ne aradığını çözemedim.

"VAR'daki hakemi yabancı isteyen şimdi yerli mi ister? Bu konuda konuşan takım, kendi çıkarlarına göre pozisyon alıyor. Bir yandan yabancı VAR hakemi talep ediyorlar, öte yandan hırsızlık iddialarıyla suçluyorlar. Bazen durumlar insanların yüzlerini çok kolay değiştirdiğini gösteriyor. Ben kendimi zeki biri olarak tanımlıyorum; eğer Galatasaray'ın ne istediğini tam olarak kavrayabiliyorsam, o zaman kendime Arap diyebilirim."

“VAR’daki hakemi yabancı isteyen şimdi yerli mi ister? Bu konuda konuşan takım, kendi çıkarlarına göre pozisyon alıyor. Bir yandan yabancı VAR hakemi talep ediyorlar, öte yandan hırsızlık iddialarıyla suçluyorlar. Bazen durumlar insanların yüzlerini çok kolay değiştirdiğini gösteriyor. Ben kendimi zeki biri olarak tanımlıyorum; eğer Galatasaray’ın ne istediğini tam olarak kavrayabiliyorsam, o zaman kendime Arap diyebilirim.”

Vincic, Osimhen'e yöneltilen bir soruya "Gayet iyiydi" biçiminde yanıt verdi. Oysa ki Okan Buruk, bu durumu pek hoş karşılamadı. Bizim düşüncemiz ise net: Şampiyonluk hedefleyen ekiplerin sezon sonuna kadar maçlarını yabancı hakemler yönetmeli. Yabancı hakem talebimiz, duruşumuzun başından beri değişmez bir parçası.

Vincic, Osimhen’e yöneltilen bir soruya “Gayet iyiydi” biçiminde yanıt verdi. Oysa ki Okan Buruk, bu durumu pek hoş karşılamadı. Bizim düşüncemiz ise net: Şampiyonluk hedefleyen ekiplerin sezon sonuna kadar maçlarını yabancı hakemler yönetmeli. Yabancı hakem talebimiz, duruşumuzun başından beri değişmez bir parçası.

Galatasaray yöneticileri, uzun zamandır adalet talep etmekten vazgeçmiyor. Ancak, "Bizim lehimize hata oldu" gibi bir ifadeye rastladık mı? Kesinlikle hayır. Trabzonspor maçının ardından, açık bir şekilde bu durumu eleştirdim. Bizim zihnimizde bir tilki dönmüyor; düşündüklerimizi yansıtmakta bir sakınca görmüyoruz. Lehte yapılan hataların değil, adaletin peşindeyiz. Yerli hakemlerin üzerindeki baskının farkındayız; bu yüzden yabancı hakem istememizin sebebi de bu. En son derbide, bir yabancı hakem geldi, maçı güzel bir şekilde yönetti ve ardından sahneyi terketti. Maç sonunda herkes görüşlerini paylaştı; Beşiktaş ve Trabzonspor temsilcileri de bu durumu olumlu buldu. Hatta Osimhen bile beğenisini dile getirdi. Ancak, bu durumdan hoşlanmayan tek kişi Okan Hoca oldu. Adalet arayışımız sürerken, hakemlik konusundaki tartışmaların da bitmeyeceği aşikâr.

Galatasaray yöneticileri, uzun zamandır adalet talep etmekten vazgeçmiyor. Ancak, “Bizim lehimize hata oldu” gibi bir ifadeye rastladık mı? Kesinlikle hayır. Trabzonspor maçının ardından, açık bir şekilde bu durumu eleştirdim. Bizim zihnimizde bir tilki dönmüyor; düşündüklerimizi yansıtmakta bir sakınca görmüyoruz. Lehte yapılan hataların değil, adaletin peşindeyiz. Yerli hakemlerin üzerindeki baskının farkındayız; bu yüzden yabancı hakem istememizin sebebi de bu. En son derbide, bir yabancı hakem geldi, maçı güzel bir şekilde yönetti ve ardından sahneyi terketti. Maç sonunda herkes görüşlerini paylaştı; Beşiktaş ve Trabzonspor temsilcileri de bu durumu olumlu buldu. Hatta Osimhen bile beğenisini dile getirdi. Ancak, bu durumdan hoşlanmayan tek kişi Okan Hoca oldu. Adalet arayışımız sürerken, hakemlik konusundaki tartışmaların da bitmeyeceği aşikâr.

Gerçekten de büyük bir tehdit altındayız. Genç hakemler, baskı altında kalırken, birçoğu bu yükün altında ezilerek görevlerinden el çektiriliyor. Peki, neden yabancı hakem getirmeyip durumu daha da zorlaştırıyoruz? Sonuç olarak, çözüm aramak yerine, mevcut potansiyeli heba etmek niye?

Gerçekten de büyük bir tehdit altındayız. Genç hakemler, baskı altında kalırken, birçoğu bu yükün altında ezilerek görevlerinden el çektiriliyor. Peki, neden yabancı hakem getirmeyip durumu daha da zorlaştırıyoruz? Sonuç olarak, çözüm aramak yerine, mevcut potansiyeli heba etmek niye?

“Ben federasyon başkanı olsaydım, elbette eleştirilerle karşılaşırdım. Herkes kararları beğenmek zorunda değil; bu oldukça normal. Hocamızın aldığı ceza da hoşumuza gitmedi, fakat genel çerçevede bakıldığında, yabancı hakem uygulamasının önemli bir adım olduğunu söyleyebilirim. Uzun bir aradan sonra, derbinin bu kadar huzurlu geçmesi, gerilimin azalmasını sağladı. Gelecekteki kararlar tamamen federasyonun takdirine bağlı. Bizim düşüncelerimiz ise açıktır.”

"Fenerbahçeli bir hakemin benim maçıma atanmasını istemiyorum; biz de buna karşıyız. Türkiye'deki futbol ortamındaki gerilimin büyük bir kısmı, hakemlerin kötü niyetli olmasından kaynaklanıyor. Bu yüzden futbolu sağlıklı bir şekilde düşünmek bile imkansız hale geliyor. İngiltere ve Almanya gibi liglerde hakemler hakkında çok fazla konuşulmaz; çünkü herkesin desteklediği takımlar net bir şekilde belli. Ancak burada, durum hiç de öyle değil. Herkesin kendine göre bir kaygısı, bir endişesi var."

“Fenerbahçeli bir hakemin benim maçıma atanmasını istemiyorum; biz de buna karşıyız. Türkiye’deki futbol ortamındaki gerilimin büyük bir kısmı, hakemlerin kötü niyetli olmasından kaynaklanıyor. Bu yüzden futbolu sağlıklı bir şekilde düşünmek bile imkansız hale geliyor. İngiltere ve Almanya gibi liglerde hakemler hakkında çok fazla konuşulmaz; çünkü herkesin desteklediği takımlar net bir şekilde belli. Ancak burada, durum hiç de öyle değil. Herkesin kendine göre bir kaygısı, bir endişesi var.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu