Spor

Fenerbahçe’de Hakan Bilal Kutlualp’tan Başkanlık Adaylığı Açıklaması!

Hakan Bilal Kutlualp, Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Toplantısı’nda başkan adaylığını duyurdu. Gelecek için umut veren bir vizyon sundu!

Fenerbahçe Kulübü’nün geçmişteki yöneticilerinden Hakan Bilal Kutlualp, Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Toplantısı’nda başkan adaylığını resmen duyurdu. Kutlualp, Fenerbahçe’nin geleceği için büyük bir tutku ve kararlılıkla yola çıktığını ifade etti. Yapacağı projelerle birlikte kulübü daha ileriye taşımayı planladığını belirten Kutlualp, camianın destek ve birliğe olan ihtiyaç duyduğunu vurguladı. Fenerbahçe’yi ileriye götürmek adına, yenilikçi ve şeffaf bir yönetim anlayışını benimsediğini de ekledi. Bu heyecan verici açıklama, kulüp camiasında geniş yankılar buldu.

Muhalefet, çoğu zaman hoş karşılanmasa da demokrasinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Bu yüzden, buraya gelen tüm arkadaşlarımızı büyük bir dikkatle dinledik. Biz Fenerbahçeliler olarak, paylaşabileceğimiz birçok şeyin olduğuna inanıyoruz; en başta ise şampiyonluklarımız. Bugün, son yedi yılın eleştirisini yapmak niyetinde değilim. Hepimiz bu süreçte neler yaşandığını biliyoruz. Aynı şeyleri tekrar etmekten kaçınarak, diğer konuşmacıların sürelerine saygı göstermeyi amaçlıyorum.

Futbol, niyetler üzerinde değil, sonuçlar üzerinden şekillenen bir tutku. Ancak ne yazık ki, bu sonuçlar bazen ağır travmalar yaratabiliyor. Şu an kritik bir dönüm noktasındayız; rakibimiz ile aramızdaki şampiyonluk farkı altıya çıkma riskiyle karşı karşıyayız. Beşinci yıldızı takmak, camiamız için büyük bir yük olabilir ve bu yükü Fenerbahçe taraftarının kolayca atlatacağını düşünmüyorum. Ancak bu, Fenerbahçe sevgimizin azalacağı anlamına gelmiyor; tam tersine, bu sevgi daha da pekişecektir.

Muhalefet, çoğu zaman hoş karşılanmasa da demokrasinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Bu yüzden, buraya gelen tüm arkadaşlarımızı büyük bir dikkatle dinledik. Biz Fenerbahçeliler olarak, paylaşabileceğimiz birçok şeyin olduğuna inanıyoruz; en başta ise şampiyonluklarımız. Bugün, son yedi yılın eleştirisini yapmak niyetinde değilim. Hepimiz bu süreçte neler yaşandığını biliyoruz. Aynı şeyleri tekrar etmekten kaçınarak, diğer konuşmacıların sürelerine saygı göstermeyi amaçlıyorum.

Futbol, niyetler üzerinde değil, sonuçlar üzerinden şekillenen bir tutku. Ancak ne yazık ki, bu sonuçlar bazen ağır travmalar yaratabiliyor. Şu an kritik bir dönüm noktasındayız; rakibimiz ile aramızdaki şampiyonluk farkı altıya çıkma riskiyle karşı karşıyayız. Beşinci yıldızı takmak, camiamız için büyük bir yük olabilir ve bu yükü Fenerbahçe taraftarının kolayca atlatacağını düşünmüyorum. Ancak bu, Fenerbahçe sevgimizin azalacağı anlamına gelmiyor; tam tersine, bu sevgi daha da pekişecektir.

Önümüzdeki dönemde 5. yıldızların takılması büyük bir olasılık gibi görünüyor. Yapının durumu hakkında fikir sahibi olmak için gözlemler yapmak gerekiyor; zira, yapının sağlam temeller üzerine inşa edildiğini söylemek mümkün. Son 20 yıl içinde 6 kez şampiyonluk yaşamış bir camia olarak, ortalama 3.3 yılda bir kupa kaldırdığımızı görüyoruz. Bu istatistik, aslında ne denli büyük bir geçmişe sahip olduğumuzu net bir şekilde ortaya koyuyor. 

Ancak, büyüyen bu camiaya her yeni gömlek dar gelmeye başlıyor. Bu noktada, tüzükte yapılacak değişikliklerin gerekliliğini savunuyorum; belki de başkanlık sürelerini iki dönemle sınırlamak, tazelenme ve yenilik ihtiyacını karşılayabilir. Camiamız içinde Faruk Ilgazlar, Aziz Yıldırımlar ve Ali Koçlar hiç bitmeyecek gibi görünüyor. Yenilik ve dinamizm elzem, bu yüzden bu konulara dair tartışmaların sürmesi gerektiğini düşünüyorum.

Önümüzdeki dönemde 5. yıldızların takılması büyük bir olasılık gibi görünüyor. Yapının durumu hakkında fikir sahibi olmak için gözlemler yapmak gerekiyor; zira, yapının sağlam temeller üzerine inşa edildiğini söylemek mümkün. Son 20 yıl içinde 6 kez şampiyonluk yaşamış bir camia olarak, ortalama 3.3 yılda bir kupa kaldırdığımızı görüyoruz. Bu istatistik, aslında ne denli büyük bir geçmişe sahip olduğumuzu net bir şekilde ortaya koyuyor.

Ancak, büyüyen bu camiaya her yeni gömlek dar gelmeye başlıyor. Bu noktada, tüzükte yapılacak değişikliklerin gerekliliğini savunuyorum; belki de başkanlık sürelerini iki dönemle sınırlamak, tazelenme ve yenilik ihtiyacını karşılayabilir. Camiamız içinde Faruk Ilgazlar, Aziz Yıldırımlar ve Ali Koçlar hiç bitmeyecek gibi görünüyor. Yenilik ve dinamizm elzem, bu yüzden bu konulara dair tartışmaların sürmesi gerektiğini düşünüyorum.

Seçilen başkanların performansları üzerine belirlenen kriterlerin, özellikle de şampiyonluk veya Avrupa’daki başarıyla ilgili olanlarının, bence büyük bir önemi var. İlk döneminde bu başarıları elde edemeyen birinin, otomatik olarak ikinci dönemde aday olamaz hale gelmesi, sistemin sürekli taze liderlerle yenilenmesini sağlayabilir. Böylece, yönetimler üzerindeki gereksiz stres ve gerilimler de azalır. 

Futbol camiasında mevcut olan bu gerginlikler, aslında çoğu zaman iyi niyetli insanların müdahale ettikleri koşullardan kaynaklanıyor. Dolayısıyla, sistemin getirdiği olanaklar sayesinde, daha sağlıklı ve stresiz bir ortamda yönetimlerin gerçekleştirilmesi mümkün olabilir. Bütün bunlar, çok önemli bir dengeyi sağlamak adına atılacak adımlar olarak görülebilir.

Seçilen başkanların performansları üzerine belirlenen kriterlerin, özellikle de şampiyonluk veya Avrupa’daki başarıyla ilgili olanlarının, bence büyük bir önemi var. İlk döneminde bu başarıları elde edemeyen birinin, otomatik olarak ikinci dönemde aday olamaz hale gelmesi, sistemin sürekli taze liderlerle yenilenmesini sağlayabilir. Böylece, yönetimler üzerindeki gereksiz stres ve gerilimler de azalır.

Futbol camiasında mevcut olan bu gerginlikler, aslında çoğu zaman iyi niyetli insanların müdahale ettikleri koşullardan kaynaklanıyor. Dolayısıyla, sistemin getirdiği olanaklar sayesinde, daha sağlıklı ve stresiz bir ortamda yönetimlerin gerçekleştirilmesi mümkün olabilir. Bütün bunlar, çok önemli bir dengeyi sağlamak adına atılacak adımlar olarak görülebilir.

Başkanımızın sık sık dile getirdiği bir konu var: “Neden aday olmuyorsunuz?” Şikayetlerini dinlerken, demokrasinin karmaşık dinamiklerini düşünmeden edemedim. Sistem tıkandığında genellikle güven oyuna başvurulur; fakat bu, mevcut yönetimin aynı görüşte olup olmadığını sorgulamayı gerektirir. Eğer başkan ve yönetim birbirine yakın düşüncelere sahipse, işler daha da zorlaşır. O noktada, olağanüstü kongre kararı almak, bir çıkış yolu olarak öne çıkar. Ve işte bu noktada, “Aday yok” dediklerinde, ben buradayım ve “Ben adayım” demek gerektiğine inanıyorum. Gerçek değişim ancak cesaretle gelir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu